12. SINIF TDE ÖZETİ
I. ÜNİTE: TÜRK DİLİ VE EDEBİYATINA GİRİŞ
1. EDEBİYAT – FELSEFE İLİŞKİSİ
§ Bu iki faaliyetin temel ortak noktasında insan
olmasıdır. Biri insanın “düşünme” melekesi ile ilgili biri de “yaratma”
melekesi ile alakalıdır.
§ Diğer bir ortak noktası ise dil üzerine inşa edilmiş
olmasıdır. Tabi dili kullandıkları konuları başkadır.
§ Bir şairin veya yazarın yazdığı eserlerde duygu ve
düşünsel
§ aktarılacağından uzaktan da olsa felsefe ile
alakalıdır. Bu yüzden de edebiyat ve felsefe birbiriyle sıkı bir ilişki içerisindedir.
2. EDEBİYAT
– PSİKOLOJİ
§ Bilim olarak psikoloji ortaya çıkmadan önce de
sanatçılar duyarlılığı ve sezgisi edebi eser öznesi olarak psikolojiyi farklı
derecelerde kullanıyordu.
§ Bilim olarak psikolojinin saptanması Freud ile başlar.
§ Edebiyat ve Psikolojinin en genelleştirilmiş ortak
öznesi insanın bütününü ele almasıdır. Fakat yine de bu iki dal insanın farklı
noktalarına değinir.
§ Bu iki bilim de birbiriyle ilişki içindedir ve
birbirini etkilerler.
§ Psikoloji’nin insanın ruh dünyası ile ilgili verdiği bilgilerle
edebiyat bilimine katkı sağlar. Özellikle de roman, hikaye ve oyunlarda türünde
psikolojinin bu etkisi ile kişilerin ruhsatı çözümlenmesinin yapılması
kolaylaştırılır.
3. DİL
– ZAMAN
§ Dil hiçbir zaman sona ermiş, gelişimini tamamlamış bir
varlık değildir aksine başlangıçtan beri, kesintisiz, sürekli gelişen ve
değişen bir varlıktır.
§ Bu değişim daha çok toplumun ihtiyaçlarına göre
değişir ve toplum hayatı ile beraber yürür. Bunu da kendi kurallarına uygun
yapmıştır.
§ Dışarıdan, zorlama bir şekilde dile girmeye çalışan
kelimeleri bünyesine almaz.
§ DİL, anlatıma alacağı varlık, duygu ve düşünceleri ifade edecek kemikleri
kendi imkanlarıyla bulamayınca başka dillerden alır. Başka dillerden aldığı bu
kelimeler kendi dilin yapısına ve mantığına göre değiştirilip, millileştirilir.
§ Dilin değişimi zamanla olur eğer bir toplumda dil
hızlı bir şekilde değiştirilmeye çalışılırsa o toplumda sarsıntılar, kopukluklar
meydana gelir.
4. TÜRKLERDE SÖZLÜKÇÜLÜK
§ İlk sözlük niteliği taşıyan eser Kaşgarlı Mahmud’un
Cihan-ı Lügatit Türk’tür. 20 yıl kadar yaptığı araştırmaların sonunda 1074
yılında bu eseri vermiştir. Bu eser bize 1 yıl önce Türk toplumunun ve dilinin
yapısına kaynaklık eder.
§ Bu eserde 9 bin civarında söz varlığı derlenmiştir.
§ Bu eserin Türkçe anlamı ise “her Türk toplumunun konuştuğu
dil” olarak da söylenmektedir.
§ Divan-ı Lügati Türk’ten 60 yıl sonra Harzem sahanda Zemahşerj
tarafında hazırlanmış olan Mukaddimetü’l-Edeb, Arapça öğrenmek isteyenler için
yararlı bir eserdir.
§ Bu eşer Harezm Türkçesi için dil malzemesi
içermektedir.
§ Codex Cumanicus’’ün 13. Yüz yılın sonlarında
hazırladığı sanıldığı Kuman Türklerinin söz varlığı ve sözlü edebiyat ürünleri
ile ilgili derlemesi vardır.
§ Ilk bölüm Latin harfleri ile ortaya koyulmuştur ayrıca
Kuman Türkçesinin söz varlığı ve birlikte dil bilgisi kurallarından
oluşmaktadır.
§ 18. Yüz yıldan sonra Türkçe-Türkçe sözlükler
oluşturulmaya başlanmıştır.
En önemli Türkçeden
Türkçeye sözlükler:
1. Mehmet Esad Efendi -> Lehcetü’l-lügat.
2. James W.
Redhouse -> Müntabahat-ı Türkiyye ve Müntabahat-ı Lügat-ı Osmaniyye
3. Ahmet Vefik Paşa -> Lehçe-i Osmani
4. Şemseddin Sami -> Kamus-ı Türki
5. Türkçe Sözlük
§ TDK tarafından yapılan ilk baskı 1945 yılındadır.
§ Günümüze kadar 11 baskısı olmuştur.
§ Sözlük fikri ilk 12 Temmuz 1932 yılında Türk Dili
Tenkit Cemiyeti tarafından yapılmıştır.
§ TDK son yıllarda bilim uygulamalarıyla yürütmesi ve
yine bilişim uygulamalarıyla kullanıma sunma, sanal ortamda Türkçenin
başvuru kaynaklarının atmasını sağlamıştır.
5.
SANAL ORTAMDAKİ SÖZLÜKLER
§ Bu hizmet 2002 yılında TDK tarafından hizmete sunulup
pek çok alanda çeşitli sözlük türleri vardır.
§ Bu çeşitli pek çok etkinlik veri tabanına 20 Ekim 2008
yılında girmiştir.
II. ÜNİTE: HİKÂYE
Cumhuriyet Dönemi Hikaye
§ Cumhuriyetin ilk yıllarında çeşitli yazarların yazdığı
hikayelerle bu tür gelişmiş, zenginleşmiş ve hikaye sanatına nitelikli örnekler
verilmiştir.
* Bu döneme ait bazı hikâye yazarları: Memduh
Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık, Sabahattin Ali, Haldun Taner…
§ 1950 sonrasında bu türde şekilde değişiklikler,
gelişmeler ve tema yönünden çeşitlilikler yaşanmıştır.
* Bu
dönemde bazı hikâye yazarları: Orhan Kemal, Oktay Akbal, Necati Cumalı, Orhan Duru, Mustafa Kutlu…
§ 1960 sonrasında geleneksel yaklaşım dışında başka
sanat anlayışları ortaya çıkmaktadır.
* Bu sanat anlayışlarını sırayla açıklayalım:
A. Toplumcu Gerçekçi:
Toplumcu dünya görüşü üzerine temellendirilmiş
olan edebiyat akımıdır. Türk edebiyatında bu akımın etkisiyle eser vermiş
sanatçılar vardır ve bu eserlerdeki konu köy yaşamındaki sorunları, toprak
kavgalarını, ağa-köylü çatışmasını yanı sıra köyden kente göçün neden olduğu sorunlara;
Büyük kentlerde yaşayan işçilerin, emekçilerin yaşam mücadelesine değinir.
Toplumcu Gerçekçi yazan yazarlar: Samim Kocagöz, Nazım Hikmet, Ercüment Behzat
Lav, Sadri ertem, Sabahattin Ali, Reşat Enis Aygen, Kemal Tahir, Orhan Kemal
Fakir Baykurt, Kemal Bilbaşar.
B. Modernist:
Bu akım toplumun yani sıra birde bireyi
benimsemiştir. Bireyin iç dünyasındaki karmaşıklıktan yararlanarak gerçekliğe
ulaşmak hedeflenmiştir. Bu
akıma bağlı eserler yazılırken geleneksel telkinlerin dışına çıkılıp; bilinç
akışı, iç konuşma, geriye dönüş gibi yeni teknikler kullanılmıştır.
§ Bu akımın etkisiyle eserlerde insanlar, duygu ve
düşünceleri karmaşık ve çok yönlü varlıklar olarak görülür.
§ Eserlerde konular genellikle şunlardır: Bireyin bunalımı,
toplum çatışması, yalnızlığı, huzursuzluğu, topluma yabancılaşma..
*
Modernist çizgide yazan yazarlar: Nezihe Meriç, Yusuf Atılgan, Ferit Edgü, Adalet
Ağaoğlu…
§ Bu akım etkisiyle yazılan eserlerde kahramanların
yaşantılarını gerçekçi bir bakışla tasvir eden yazar, okuyucuyu da o anın içine
taşır.
§ Kronolojik zamanın takip edilmemesi ve iç konuşmalar
yoluyla bazı toplumsal sorunlara da değinilir.
C.
Küçürek:
– Betimleme ve
çözümlemeye dayanır ve yalnızca bir ana odaklanan, anı saptayan eserlerdir.
– Bu hikayeler
genellikle çok kısadır fakat gerek kelime dağarcığı ve dile hakimiyet
gerek duygu ve düşünce dünyasının derinliği gösteren yoğun anlatımlardır.
– Bu tarz
hikayelerde üç önemli unsur vardır bunlar: Kısalık, yoğunluk ve birliktir.
– Bu tarz eserlerde
kelime eksiyle, zaman-mekan ayrıntılarını silme ve bir durumu
minyatürleştirmeden yararlanılır.
– Bu tarz yazan
yazarlar: Getir Edgü, Haydar Ergülen, Hulki Aktunç, Necati Tosuner, Vüs’at O.
Bende, Murat Yalçın…
III. ÜNİTE: ŞİİR
CUMHURİYET
DÖNEMİ ŞİİR YAZARLARI
1.
AHMET HAMDİ TANPINAR (1901-1962)
§ Saf (öz) şiir anlayışının en önemli
temsilcilerindendir.
§ İlk şiiri Musul Akşamları 1920’de Altıncı Kitap
adlı eserde yayınladı.
§ Şiirlerinde en çok kullandığı temalar: Müzik, rüya,
hayal, zaman, sonsuzluk..
§ Hikaye ve romanlarında en çok kullandığı temalar:
Zaman, rüya, psikolojik anlar, bilinçaltı..
§ Şiirlerini Şiirler adlı kitabında toplamıştır. Deneme
örneği: Beş Şehir; Hikaye türündeki yazıları: Abdullah Efendi’nin Rüyaları, Yaz
Yağmuru; Roman türündeki yazıları: Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Sahnenin
Dışındakiler, Mahur Beste…
* Saf
(Öz) şiir anlayışı: 1940-1960 yılları arası etkili olan ve şiirde
dili her şeyden üstün tutup divan şiirinin biçimci yapısından etkilenen bir
anlayıştır. Bu tarz şiirlerde ahenk, güzel ve etkili söyleyiş önemlidir. Bu şiir geleneğindeki amaç dili sadeleştirip
söyleyişi rahatlatmaktır. Konu bakımından toplumcu şiir ve siyaset bir kenara
bırakılıp genelde masal, rüya, zaman, aşk, ölüm, ayrılık gibi konular işlenmiştir.
Bu gelenek
etkisinde olan yazarlar: Ahmet Hamdi Tanpınar, Necip Fazıl Kısakürek, Asaf
Halet Çelebi, Cahit Sıtkı Tarancı, Ahmet Muhip Dıranas, Fazıl Hüsnü Dağlarca,
Behçet Necatigil…
2.
NECİP FAZIL KISAKÜREK (1905-1983)
§ Saf şiir anlayışına bağlıdır.
§ Lirizm, mistisizm, gizem, büyü, rüya, hayal gibi
ögelere yer vermektedir.
§ Hece ölçüsünü bir ahenk ögesi olarak kullanmıştır.
§ Ağaç ve Büyük Doğu adlı dergileri çıkardı.
§ İlk şiirlerini Yeni Mecmua’da çıkarmıştır.
§ Ruhsal çalkantılarını yansıtan bireysel ve duygusal
nitelikli ilk dönem şiirlerinden sonra 1943’ten itibaren siyasi ve dini-mistik
bir anlayışı benimsemiştir.
§ Şiir olarak Örümcek Ağı, Kaldırımlar, Ben ve Ötesi, Sonsuzluk
Kervanı, Çişe; Hikaye olarak Yürek Burkan Hikayeler, Birkaç Hikaye, Birkaç
Tahlil; Tiyatro türünde Tohum, Bir Adam Yaratmak, Künye, Sabırtaşı, Para…
3. AHMET MUHİP DIRANAS (1908-1980)
§ İlk şiirini Milli Mecmua’da
yayınlanmıştır.
§ Şiirde ses ve şekil mükemmelliğine önem vermiştir.
§ Sembolizmin etkisinde olan bir yazardır.
§ Batı şiirinin anlayışından aldığı bazı biçimsel
unsurları geleneksel halk şiirimizin hece ölçüsü ve uyak gibi ahenk unsurlarıyla
birleştirdi.
§ Bütün şiiirlerini Şiirler adlı kitabında
yayınlamıştır.
§ Saf şiirin en önemli bir temsilcisidir.
4. NAZIM HİKMET (1902-1963)
§ İlk şiiri Hala Servilerde Ağlıyorlar mı? Yeni
Mecmua’da yayınlanmıştır.
§ Şiirlerinde söylevci (hitabetçi) bir eda vardır
buradaki amaç geniş kitlelere hitap etmek ve onları harekete geçirmektir.
§ Toplumcu gerçekçi şiirin ilk temsilcilerindendir.
§ Şiirlerinde ritmik ve zengin yapıyla birlikte ‘’ses’’
ögesi önemli yer tutar.
§ Fütürizm akımının etkisiyle serbest şiirlerin en
önemli temsilcisidir.
§ Şiirlerindeki konu genellikle sosyalist dünya görüşü
ile alakalıdır.
§ İlk şiir kitabı Bakü’de 1928 yılında Güneşi İçenlerin
Türküsü adlı eserdir.
§ Bazı şiirleri: Jakond
İle Sİ-YA-U, Varan 3, Sesini Kaybeden Şehir, Taranta Babu’ya Mektuplar
§ Bazı tiyatro türündeki eserler: Ferhat
ile Şirin, Kafatası, Unutulan Adam, İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?
5. ATİLLA İLHAN (1925-2005)
§ Toplumcu gerçekçi şairdir.
§ Şiirlerindeki temalar sosyal olmasının yanı sıra
bireysel temalar hakimdir.
§ Şiirlerinde büyük harfe ve noktalama işaretlerine yer
vermez.
§ 1950 yıllarında Mavı dergisi çerçevesindeki Mavi
Hareketi içinde yer almıştır.
§ Şiirleri; Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben
Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Elde Var Hüzün, Kimi Sevsem Sensin.
§ Romanlar; Sokaktaki Adam, Kurtlar Sofrası, Sırtlan
Payı, Dersaadet’te Sabah Ezanları.
§ Deneme-anı-eleştiri türündeki eserler; Hangi Batı,
Batı’nın Deli Gömleği, II. Yeni Savaşı, Hangi Küreselleşme.
6. AHMET KUTSİ TECER (1901-1967)
§ İlk şiirlerini Dergah ve Mili Mecmua dergisinde
yayımlamıştır.
§ Tema genellikle Anadolu’yu ve Anadolu insanını
anlatır.
§ Milli Edebiyat anlayışını sürdüren yazarlardan
‘’folklor’’ dan en çok yararlanan temsilcilerdendir.
§ Biçim olarak halk şiiridir ve sade bir dil vardır.
§ Beş Hececilerin temsil ettiği memleket edebiyatı
anlayışını sürdürmüştür.
§ En tanınan eserlerinde içten ve duygulu bir söyleyişle
yazdıklarıdır.
§ Şiirlerini Şiirler adlı kitabında toplamıştır.
§ Tiyatroları: Köşebaşı,
Bir Pazar Günü, Koçyiğit Köroğlu.
* Memleket Şiiri:
Milli
Edebiyat anlayışını sürdüren sanatçılar ve ortaya koyduğu eserlere denir.
7.
ARİF NİHAT ASYA (1904-1975)
§ Rubai türünde yazdığı şiirler ile önemli bir yere
sahiptir. Bazı örnekleri: Rubaiyyat-ı Arif, Kıbrıs Rubaileri, Nisan, Kova
Burcu, Avrupa’dan Rubailer. Başka şiirleri; Heykeltraş, Yastığımın Rüyası,
Ayetler, Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor, Dualar ve Aminler.
§ Milli Edebiyat anlayışına bağlıdır.
§ Milliyetçilik ve tarihten beslenen şiir anlayışlarını
güçlü bir lirizmle buluşmuştur.
8. ORHAN VELİ KANIK (1914-1950)
§ İlk şiirlerini Melih Cevdet ve Oktar Rıfat ile birlikte
Varlık dergisinde yayımlamaya başlamıştır.
§ Şiirleri genellikle gündelik yaşamdandır ve şiirlerde
birtakım kalıplar, şairanelik ve sanatlı söyleyişten uzak daha basit bir şekle
getirmiştir.
§ Şiir kitapları; Garip, Vazgeçemediğim, Destan Gibi…
Garip Akımı
Bu akımdaki yazarlar kendilerine yönelen
eleştirilere karşı Garip adlı kitaplarında ‘’Garip Bildirisi’’ olarak cevap
verilmiştir. Bu akımdaki yazarlar kafiye, redif, ölçü ögelerini gereksiz
görmüştür. Dil sadedir, edebi sanatlar kullanılması gereksizdir. Konu aldığı
şeyler sıradan insanlardır ve konulardır.
Bu akımın içindeki
şairler: Orhan Veli
Kanık, Melih Cevdet Anday, Oktay Rıfat Horozcu.
9. OKTAY RIFAT HOROZCU
§ Garip Akımının önemli isimlerinden biridir.
§ İşlediği konular genellikle aşk, çocukluk, yaşama
sevinci, sıradan insanların yaşamı, günlük yaşamdan basit konular…
§ Şiir kitapları; Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne
Şiirler, Aşağı Yukarı, Karga ile Tilki.
10.İLHAN
BERK (1918-2008)
§ Şiir dili bakımından imge ve çağrışımlara dayalıdır.
§ Sürrealist bir yazardır.
§ İkinci Yeni şiir anlayışının en önemli temsilcisidir.
Bu anlayışa bağlı olduğundan şiirde anlam kapalılığı vardır, somut yerine soyut
kavramlara yer vermiştir Ayrıca biçime ve imgeye önem vermiştir.
§ İlhan Berk’in yanında İkdiğer ikinci yeni şairleri şu
kişilerdir: Cemal Süreyya, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ece Ayhan, Sezai
Karakoç, Ülkü Tamer..
§ Şiirleri; Güneşi Yakanların Selamı, İstanbul, Günaydın
Yeryüzü, Galile Denizi, Çivi Yazısı, Otağ, Mısırkalyoniğne, Taşbaskı, Deniz
Eskisi…
§ Günlük türündeki yazıları; El Yazılarına Güneş
Doğuyor…
§ Deneme türündeki yazılar; Şairin Toprağı…
§ Anı türündeki yazılar; Bir Uzun Adam..
11.
Turgut Uyar (1927-1985)
§ İlk şiiri Yedigün dergisinde çıkmıştır.
§ Dili konuşma dilinden farklı ve kapalı bir yapısı
vardır.
§ İlk dönemlerde konular genellikle kişisel yaşantısının
ve çevresinin izleri vardır. Sonraki dönemlerde ise toplumsal konulara
değinmiştir.
§ İkini Yeni şairlerindendir.
§ Şiirleri: Arz-ı Hal, Türkiyem, Dünyanın En Güzel
Arabistanı, Tütünler Islak, Kayayı Delen İncir…
12.
SEZAİ KARAKOÇ (1933 – …)
§ Şiirlerinde İslami düşünceyi modern şiirin
gerçeküstücülüğüyle kaynaştırmıştır.
§ Konular genellikle konular mistik, metafizik, geleneğe
yaslanan şiirlerdir.
§ Şiirleri: Körfez, Şahdamar, Hızırla Kırk Saat,
Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu, Leyla ile Mecnun, Alınyazısı Saati, Monna Rosa…
§ Deneme ve İnceleme türündeki yazıları: Yunus Emre, İslam’ın
Dirilişi, Mehmet Akif, Yitik Cennet…
13.
CAHİT ZARİFOĞLU (1940 – 1987)
§ İlk şiirleri İkinci Yeni anlayışına bağlıdır.
§ Son şiirlerinde işlediği konular genellikle şunlardır:
İnsan Sevgisi, toplumsal mutluluk, madde-ruh çatışması.
§ Şiirleri: İşaret Çocukları, Yedi Güzel Adam,
Menziller, Korku ve Yakarış…
§ Konular: Dini değerleri, geleneğe duyarlılığı ve
metafizik.
§ Şiirlerinde genel olarak imgeye yaslanan, çok anlamlı
okumaya açık bir yapı kurmuştur.
14.
SÜREYYA BEFRE (1942 – ….)
§ İlk şiirleri İkinci Yeni anlayışının etkisindeyken
daha sonradan toplumcu gerçekçi anlayışa yönelmiştir.
§ Yalın ve içten söyleyişi olan bir üründür.
§ Konular genellikle tabiattır.
§ Şiirleri: Gün Ola, Savrulan, Hayat ile Şiir, Ufkun
Dışında, Kalfa, Çıkrık, Her Gölge Titrer..
15.
HAYDAR ERGÜLEN (1956 – .…)
§ İlk şiirini Umur Erkan adıyla Gelişim dergisinde
çıkarıştır.
§ Şiirlerinden çağrışım zenginliği olan imgeci bir
yazardır.
§ Temaları genellikle; yalnızlık, ölüm, yabancılaşma,
hüzün, sevgi, kardeşlik..
§ Şiirleri: Karşılığını Bulamamış Sorular, Sokak
Prensesi, Sırat Şiirleri, Eskiden Terzi, Keder Gibi Ödünç, Üzgün Kediler
Gazeli…
16.HÜSEYİN
ATLANSOY (1962 – .…)
§ Anlatım şekli şu şekildedir: Şehir hayatının,
modernizmin, küreselleşmenin; değerleri yok ettiğini ve bunun insan hayatında
meydana getirdiği olumsuz etkileri mizahi bir biçimde anlatır.
§ Temaları ise; birey ve bireyin iç yolculuğunu,
arayışını işlemiştir.
17.ÂŞIK
VEYSEL ŞATIROĞLU (1894-1973)
§ İlk şiirlerini buradaki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı töreninde
okumuştur.
§ Kendisi Türkiye’yi gezip gittiği yerlerde saz
çalmaktadır.
§ İşediği konular: Kaderci bir dünya görüşüne sahip,
doğa, toprak sevgisi, aşk, ayrılık, yaşam, yalnızlık, memleket sevgisi..
§ Şiirlerini şu kitaplar çevresinde toplamıştır: Dostlar
Beni Hatırlasın- Aşık Veysel Hayatı ve Bütün Şiirleri.
18.
AŞIK FEYMANİ (1942 – .…)
§ Aşıklık edebiyatı alanında kendini geliştirmiş bir
kişidir.
§ Adana’da topluluk önünde saz çalan illk şairlerdir.
§ Üslup bakımından; doğal, akıcı, içtendir.
§ Atasözleri, deyimler, alkış ve kargışlar gibi çeşitli
halk söyleyişinden yararlanılmıştır.
§ Temalar genellikle; aşk, gurbet, ayrılık, kader ve
felekten yakınma, vatan, kahramanlıktır.
§ Lirik bir söyleyişe sahiptir.
IV. ÜNİTE: ROMAN
1.
TOPLUMCU GERÇEKÇİ:
§ Dönemin siyasi ve sosyal koşullarıyla aynı doğrultuda
toplumdaki değişik katmanlarında yer özellikle de yoksul, işçi ve köylülerin
sorunlarını konu alan kişilere değinilir.
§ Köyden şehre göç temasını ilk işleyenlerden biri Orhan
Kemal’dir.
§ Okura mesaj verme amacı güder.
§ Yöresel ağızla konuşulur ve cümle yapılarına yer
vermiştir.
§ Toplumcu gerçekçiler: Kemal Tahir, Orhan Kemal, Yaşar
Kemal, Samim Kocagöz, Fakir Baykurt.
2. MODERNİST:
§ Bireyin iç dünyasını ele alınmış ve psikolojik
unsurlar kullanılmıştır.
§ Yazar yazdığı hikayelerde gerçeklik karşısında
kuşkucu ve tedirgin olan, iç dünyasına çekilen, yabancılaşan, karamsar olan
zayıf bireyleri ele alır. Bu tarz hikayelerde olay örgüsü ve mekan geri
plandadır.
§ Genellikle eserlerde sağlıklı ilişkiler kuramayan,
toplumsal değerlerle çatışmayan kahramanlar işlenir.
§ İç konuşma ve geriye dönüşe sık sık yer verilir.
§ Romanlarında genellikle aydınlara ve onların toplumla
kurduğu ilişkilere değinir.
§ Modernistler: Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Ferit Edgü, Adalet
Ağaoğlu.
3. POSTMODERNİZM:
§ Modern kuralların dışladığı değerleri ele alır.
§ 1980’li yıllardan sonra etkili olmaya başlamıştır.
§ Bu tür romanların ayırt edici unsuru ise üst kurmaca
olmasıdır. Yani yazma sürecinin romanın konularından biri olarak
kurgulanmasıdır. Bu
teknikle yazarlar metni oyunlaştırabilir.
§ Konular genellikle köyden kente göç, aile içi
çatışmalar, bir ailenin çözülüşü,
§ Metinlerde olaylar kopuk kopuk verilir. Buradaki amaç
okuyucuyu metnin içine çekmektir.
§ Ayrıntılara girilmeyip zaman ve mekan da
belirsizleştirilmiştir.
§ Anlatım hikaye ve masal gibi unsurlar ile
zenginleştirilir.
§ Postmodernistler: İhsan Oktay Anar, Hasan Ali Toptaş,
Oğuz Atay, Nedim Gürsel, Orhan Pamuk, Bilge Karsu, Pınar Kür, Selim İleri, İnci
Aral, Buket Uzuner..
4.
TÜRK EDEBİYATI:
§ Türkiye dışında yaşayan Kırgız, Kırım, Türkmen, Azer,
Özbek, Tatar gibi boylardan bahsediyoruz.
§ Dil ve anlatım yönünden başarılılar.
§ Şiir, roman, hikaye, tiyatro gibi bir çok türde
eserler veriliştir.
§ 1970’li yıllarda oluşmaya başlayan bu anlayış konusu:
savaş, aşk, kalkın yaşantısı…
§ Örnek olarak: Neriman Nerimanov, İsa Hüseyinov, Sabir Ehmedov, Seyid
Hüseyin, Musa Akyiğit, Muhammed Zahir Bigi, Cengiz Dağcı, İsmail Gaspıralı,
Cengiz Aytmatov, Ali Tokombaev.
5.
DÜNYA EDEBİYATI:
§ 20. yüzyıl da dünya edebiyatında oluşan değişim ve gelişim
neticesinde bu değişim ve gelişimin çelişkilerin ve insanların iç dünyasında
oluşan ikilemlerin dönemidir.
§ Bu dönemde yazarlar gerçeği ararlar ve bunun için de
tek bir yol olmadığndan değişik yolları denerler.
§ Örnek olarak: Harper Lee, Ernest Hemingway, Jhon Steinbeck,
Stephan Zweig, J.D. Salinger, Tolstoy, George Orwell.
V. ÜNİTE:
TİYATRO
CUMHURİYET DÖNEMİ
** 1950’li
yıllardan sonra, sanat ve
edebiyatta yenilikler oluşmaya başlamıştır.
§ Bu dönemde tiyatro türünde artış görülmüştür.
§ Bireyin iç dünyasını esas olan konulardansa toplumsal
konulara yöneliş görülür ve tiyatronun konusunda genişlemiştir.
§ Kahramanlar her kesimden olabilir; tüccar, asker, kadın, erkek, memur, politikacı ve köylü
tiplerine yer verirler.
§ Yaşamın somut gerçeklerine dayandırılmaktadır; dil bakımından
sade, yalın ve somut bir anlatım vardır.
§ Bu dönemdeki bazı tiyatro yazarları şunlardır:
Orhan Asena, Güngör Dilmen, Vedat Nedim Tör, Cevat Fehmi Başkut, A. Turan
Oflazoğlu, Turgut Özakman, Refik Erduran, Necati Cumalı, Recep Bilginer,
Sabahattin Kudret Aksal…
** 1960’lı
yıllardan sonra, absürt tiyatro
anlayışı görülmektedir.
§ Bu anlayışta konular umutsuzluk, korku, anlamsızlık,
topluma ve kendine yabancılaşan insanlardır.
§ Geleneksel tiyatro ile absürt tiyatro arasındaki
farklar şunlardır: Gerçekçi zaman ve mekan unsurlarının bazen terk edilmesi,
neden-sonuç ilişkisinin arka plana itilmesi, kronolojik zamanın kırılması ve
soyutlamalara başvurulması.
§ Eserlerde mizahi ögelere yer verilir.
§ Şiirsel bir dil kullanıldığı da olur.
§ Bu anlayış çerçevesinde tiyatro yazanlar: Güngör
Dilmen, Melih Cevdet Anday, Aziz Nesin, Sermet Çağan, Ferhan Şensoy.
Temel Tiyatro Terimleri
– Adaptasyon: Eski bir yapıtı, çevrilen dilin konuşulduğu çevrenin yaşayışına,
inançlarına uydurma, uyarma.
– Aksesuar: Tiyatro ve sinemada konunun gerektirdiği ölçüde
kullanılan, bir sahne içinde yer alan çeşitli eşya.
– Dekor: Herhangi bir sahneyi ve özellikle tiyatro sahnesini oluşturan eşyaların
topu.
– Diyalog: Bir oyunda iki ya da daha çok kimsenin karşılıklı olarak
konuşmasına denir.
– Figüran: Tiyatrolarda, konuşması olmayan ya da çok az olan rolle çıkan
kimseye denir.
– Jest: Rol
gereği konuşurken ya da hareket eden el, kol ve baş ile yapılan belirli anlamlı
davranış.
– Kostüm: Oyun gereği giyilen kıyafetlere denir.
– Kulis: Tiyatroda
sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm.
– Makyaj: Oyuncuya rolüne uygun bir yüz şekli vermek amacıyla
yapılır.
– Mimik: Oyuncunun
duygu ve düşüncelerinin yüz ifadeleriyle yansıtma şeklidir.
– Monolog: Oyunda tek bir kişinin kendi kendine yaptığı, dışa verilen iç
sese denir.
– Perde: Tiyatro eserinin büyük bölümlerinden her biri.
– Piyes: Oyun.
– Replik: Tiyatro
eserinde her oyuncu tarafından canlandırılacak ayrı konuşmalar, söyleyecekleri
sözlerdir.
– Rol: Tiyatroda
canlandırılan kişiliğin gerçekleştirdiği davranışlar ve sözleridir.
– Sahne: Bir tiyatroda metinde baş oyun kişisinin ya da önemli kişilerin
yönelişlerini başlatıp bitiren kesim.
– Suflör: Perde gerisinde oyunu metinden takip eden ve
unutulan sözleri fısıldama yoluyla oyunculara hatırlatan kişilerdir.
– Tirat: Oyunda kişilerin birbirlerine karşı söylediği
uzun soluklu ve coşkulu olan sözlerdir.
– Tuluat: Metin dışı, o an akla geldiği gibi hareket
edilmesi, söz söylenmesidir. Doğaçlamadır.
Kısa Oyun Yazma
Aşamaları
Beş aşaması vardır:
1. Hazırlık, bu
aşamada konu ve temanın belirlenmesinin yanı sıra kişi ve bu kişilerin
özellikleri de belirlenmelidir.
2. Planlama, bu
aşamada sahne belirlenmeli ve buna bağlı olarak dramatik örgü ve çatışma da
belirlenmelidir.
3. Taslak metin
oluşturma, bu aşamada dekor ve kostüm ile ilgili ayrıntılar netleştirilmeli,
hareketlere ait betimlemeler tamamlanmalı ve diyalog–monolog bölümleri oluşturulmalıdır.
4. Taslak metnin
geliştirilmesi ve düzenlenmesi aşamasında metnin kendi içindeki tutarlılığının
yanın sıra yazım ve noktalama hataları düzeltilmelidir.
5. Yazılan metini
paylaşma.
VI. ÜNİTE: DENEME
DENEME
1. Montaigne
Türü Deneme
§ Bu tür denemelerde karşıt görüş olmadan doğruya ulaşılamayacağı
vurgulanır fakat karşı görüşünü de kanıtlama ihtiyacı duymaz sadece kişisel
görüş bildirilir.
§ İlk denemeyi ortaya koyan Fransız yazar Montaigne’dir.
§ Denemelerde ele alınan konular felsefe, din, ahlak,
gelenek, siyaset gibi kişiyi ve toplumu ilgilendiren konulardır.
§ Burada yazar kendi gözlem ve deneyimlerin aktarılması
ve bunları aktarırken yalın ve yapmacıksız bir anlatım vardır. Soru-cevap yöntemiyle içten ve samimi bir bilgi
aktarımı vardır.
§ Rönesans ile oluşan hümanizm anlayışı; İnsanı
sevgisini ve insan düşüncesini temel alır.
§ Dünya edebiyatındaki bazı ünlü deneme yazarları:
Francis Bacon, Emerson, Andre Gide, Henry Miller, Albert Camus, T.S. Eliot…
2. CUMHURİYET
EDEBİYATI DENEME
§ Tanzimat’ta edebiyatımıza Batı edebiyatımıza giren bu
tür o zamandan bu zamana gelişmiş olsa bile keskin bir şekilde değişmemiştir.
§ Bu türdeki öncü yazarlar: Cenap Şehabettin, Ahmet Haşim,
Yakup Kadi Karaosmanoğlu, Yahya Kemal Beyatlı; Nurullah Ataç, Suut Kemal
Yetkin, Sabahattin Eyuboğlu, Salah Birsel, Melih Cevdet Anday, Mermi Uygur,
Vedat Güyol; Cemil Meriç, Adalet Ağaoğlu, Nihad Sami Banarlı, Beşir Ayvazoğlu…
VII. ÜNİTE: SÖYLEV/NUTUK
SÖYLEV
§ Amaç; dinleyenleri belli bir amaca yönelmek, onlara
bir duyguyu ve düşünceyi aşılamak, onları coşturmaktır.
§ Hitabet; bir topluluk karşısında söz söylemenin ilke
ve kurallarını belirleyen sanata denir.
§ Burada etkili, inandırıcı olmak samimi olmak ile
bağlantılıdır.
§ Bu anlatım türünde açıklayıcı, tartışmacı, kanıtlama
anlatım biçimleri kullanılır; örnekleme, tanık gösterme, benzetme, tanımlamadan da yararlanılır.
§ Daha çok komutanların askerlerini cesaretlendirmek;
politikacıların siyasi söylevleri; camide dinsel konuşmalarda kullanılır.
§ Bu türde yazan yazarlar: Rıza
Tevfik Bölükbaşı, Ömer Naci, Selim Sırrı Tarcan, Mehmet Akif Ersoy. Behçet
Kemal Çağlar, Halide Edip Adıvar, Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Emin Yurdakul
Cumhuriyet dönemi yazarlarıdır.
TÜRK EDEBİYATINDA
İLK ÖRNEKLERİ
§ Kök Türk Kitabeleri hem Türk edebiyatının ilk
örneğidir, ilk yazılı belgesidir ve Türk adının geçtiği ilk metindir.
§ Bu kitabelerde Bilge Kağan onlara Türk halkını
birleştirmek ve halkı, başta Çinliler olmak üzere düşmanlara karşı güçlendirmek
için nasıl mücadele verdiğini anlatmıştır.
§ Kitabe 38 harften oluşan Kök Türk alfabesi ile
yazılmıştır.
§ Tonyukuk 724, Kül Tigin 732, Bilge Kağan 735’te
dikilmiştir ve şuan Moğolistan sınırları içerisindedir.
§ İlk kez Wilhelm Thomsen tarafından okunmuştur.
Yorumlar
Yorum Gönder