Umutlarımıza tutsak yaşıyor; sevmeyi, sevilmeyi, kucaklaşmayı, tebessümü, çoğu zaman baharımızı mühürlüyoruz; Tez olgunlaşıp erken hasat ediliyor, hayıflanıyoruz geçen zamana. Gözlerim düne hasret, satsam malvarlığımı alsam, alabilsem baharımı. Ne güzel olurdu mevsim gibi bir ömür sürseydim: Baharım bahar, yazım yaz, hazanım hazan, kışım kış olsaydı. 2012 Ağustos ayı. Üç yılını dolduran babamın yine tayini çıkmıştı. Her üç yılda bir, yer değiştirdiğimizden hepimiz buna alışmıştık. Hepimiz dediğim annem, babam, babaannem ve ben. Bingöl’de geçen acı tatlı günlerin ardından İzmir Menderes’e gidecektik. Heyecanım ikiye katlanmıştı. Hem denizi görecek hem yeni arkadaşlar edinecektim. Buraya tayin olmamızın nedeniyse babaannemin tam teşekkülü bir hastanede tedaviye ihtiyaç duyuyor olmasıydı. Zaman bu su misali aktı. Babamın yeni iş yerine benim de yeni okuluma başlayacağımız gün gelip çatmıştı. Menderes dinginliği, yeşili koruyan doğasıyla şirin bir ilçeydi. Okulun ilk günü, ilk h...
Yorumlar
Yorum Gönder